Adıyaman İnternet Gazetecileri Cemiyeti Başkanı Mehmet Cihan Akbilek; 6 şubatta dünyası başlarına yıkılan vatandaşlar, hayatta kalmalarına sevinirken yıllar sonra karşılaşacakları hastalığın farkında ve hiçbir önlem alınmamasına da tepkili.
Adıyaman İnternet Gazetecileri Cemiyeti Başkanı Mehmet Cihan Akbilek, Deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmalarının başlamasıyla birlikte moloz yığınlarının rastgele alanlara boşaltılmasından, güvenli ve uygun şartların sağlanmamasından endişe ediyoruz. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen temel ihtiyaçların karşılanması noktasında eksiklikler ve aksaklıklar devam etse de uzmanların dikkat çektiği ve uyarılarda bulunduğu Asbeste maruz kalan bir kişinin kansere yakalanma riski normal insandan 5 kat daha fazla. Bir de sigara içiyorsa 55 kat artıyor. Bunun dışında akciğer zarının tutulumu, akciğer zarında plaklar, akciğer zarı kanserini tetikliyor. Çünkü asbest liflerine maruz kalmayla bu belirtilerin ortaya çıkması arasında geçen süre 10 ila 30 yıl olabilir. Belki 40 yıla kadar uzayabilir. Yani bugün genç olan bir vatandaşımız bundan 15 yıl sonra akciğerinde rastlantısal hiçbir klinik bulgusu olmadan birtakım plaklarla, akciğer grafisi sorunlarıyla karşılaşabilir. Ve bir süre sonra da akciğer zarı kanseri ya da akciğer kanserine neden olmuş olacak. Dolayısıyla ciddi hak kayıpları yaşanacak göz göre göre gelen ikincil afetler olacak gibi görünüyor.”
Tehlike bu kadar büyükken bizim yöneticilerimiz ne diyor. Tabi ki HİÇBİRŞEY
Sağlık İl Müdüründen, Hastane Başhekiminden, Doktor Olan Rektörümüzden, Doktor Olan Belediye Başkanımızdan, Doktor Olan Milletvekilimizden ve diğer sağlık kuruluşlarından, Sivil toplum örgütlerinden, bu konu ile ilgili hiçbir açıklama ve alınması gereken önlem konusunda bir yol haritası yok maalesef. Evet bu ülkede insanın canın bir önemi yok, kader deriz, fıtrat deriz, böyle olması gerekiyormuş deyip geçeriz.
İnsanlar enkazların altında nasıl yardım gelecek beni kurtaracaklar diyerek hayatını kaybetti. Ogün insanlara yardım edemedik ama, geride kalan insanların hayatları için bir şeyler yapılabilir.
Enkaz yıkımlarında yeterince sulama yaparak çıkacak olan ASBEST tozu en aza indirebilir, Yıkılan yerlerin üzerine toprak serilerek çocukların enkaz atıkları ile teması engellenebilir, hatta yıkılan yerlere kırmızı toprak serilerek üstleri çimlene bilir. Hem tehlikesiz hem de estetik bir görüntüye kavuşur.
İnsanlar Maske kullanılmaya zorlanmalı tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi.
Molozların döküldüğü alandaki yağmur suları kesinlikle ve kesinlikle içme suyuna karışmamalı.
Eğer bu ve buna benzer tedbirler alınmaz ise yıllar sonra çocuklarımız, sevdiklerimiz, kendimiz maalesef soluduğumuz ASBEST yüzünden canlarından olacaklar. “dedi.